Tarihin Gördüğü Nükleer Felaket: ÇERNOBİL
Çernobil Faciası Dönemin
Sovyetler Birliği üyesi Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin başkenti
Kiev'e 110 kilometre uzaklıktaki Pripyat Şehrinin Yakınlarında ki santralde 26
Nisan 1986'da büyük bir patlama gerçekleşti. Bazı tarihçilere göre Birinci ve
İkinci Dünya Harplerinden sonra ki en büyük felaket olan bu Nükleer facia Dünyadaki pek çok ülkeyi
etkilemiştir bu ülkelerden biri de Türkiye Cumhuriyetidir. Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğinde en yüksek
sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirilmiştir. 20.Yüzyıl’ın son
dönemleri Kanser oranlarının En yüksek olduğu dönemlerdir.
Hiroşima’ya atılan Atom
Bombasının verdiği etkinin 200 katı büyüklüğünde bir etki yaratan Çernobil
Nükleer Patlaması Yıllık kanser vakalarının normalin 7 kat üzerine çıkmasına
neden olmuştu.
Nükleer Enerji Nedir?
Nükleer Enerji 1896 yılında Fransız Fizikçi Henry
Becquerel tarafından Uranyum elementinin fotoğraf plakalarıyla yan yana durması
ve karanlık ortamda yayılan radyoaktif ışınları fark etmesi sonucu
keşfedilmiştir.
Zaman ilerledikçe İnsanoğlu kendi soyunun sonunu
getirebilecek olan bu maddeyi kendi ırkından gelen insanları öldürmek için
kullandı. Nükleer silahlar, dünya üzerindeki bütün canlılığı yok edebilecek bir
güce sahip.
Santral’in Çalışanlarına Ne Oldu?
Nükleer Santral’de görevli 30 personel’den kimi 2 hafta
kimi 2 saat sonra hayata gözlerini yumdu. Olay yerine sonradan gelen itfaiye ekipleri
santrale yaklaştıklarında maruz kalabilecekleri radyasyon oranından daha fazla
radyasyona maruz kalan görevliler daha sonradan öldüler. Hastalanan görevlileri
gördükten sonra en fazla 3 dakika boyunca santralde kalabileceklerini anlayan
personeller gruplar halinde çalışmaya başladı 3 dakikadan daha uzun süre kalan
kişiler hastalandı ve öldü.
Türkiye Nasıl Etkilendi?
Çernobil’deki Santraldeki radyoaktif maddeleri taşıyan
Nükleer Rüzgar, Türkiye’nin kuzeyi başta olmak üzere her yerine bulaştı, ancak
Türkiye de yetkililer bu felaketi çok hafife aldı ki dönemin Sanayi ve Ticaret
Bakanı Cahit Aral Karadeniz de yetiştirilen çayların radyasyona maruz
kalmadığını savunarak kameraların önünde çay içti ve şöyle dedi; “Karadeniz’e
bir damla mürekkep düştü diye Karadeniz kirlenir mi? Radyoaktif çay daha
lezzetli olur” diyerek bu felaketle ilgili dalga geçti. Ardından Eski Sanayi ve
Ticaret Bakanı Cahit Aral 2011 Senesinin Sonbahar Aylarından olan Kasım’ın
birinci günü Kalp yetmezliğinden –kimilerine göre içtiği çay nedeniyle- vefat
etmiştir.
0 Yorumlar